Med’i’tasyon

De bakalım 1KadınŞair; ne anlıyorsun şu meditasyondan? Öyle oturduğun yerden vahiy mi iniyor, nedir yani, bir anlat!
Bir işi yaparken parçalara ayırma konusunda, ciddi ilham veriyor bence meditasyon! Nefes alırken bile aşamalara bölüyoruz: Al, tut, ver, tut!
4 aşama: Kare nefes deniyor bu çalışmaya. Biz daireyi mükemmel şekil bilirken, ansızın kare kare oldu dört bir yanımız!
İngilizce, ama görsel olduğu için çok anlaşılır bulduğum bir video paylaşıyorum. Ekşi‘den terelli akademisyen‘e selam olsun!
Nefes çalışmaları, meditasyonun kalbidir. Büyülenerek okuduğum ve armağan etmekten büyük zevk aldığım Christophe André’nin Meditasyon (Orjinali Mindfulness) kitabında geçen bir tanım bu. Çok sevmiştim. 25 farklı tablo üzerinden, sizi sanatla bir farkındalık yolculuğuna çıkarıyor. Okuması bu kadar haz veren kaç şeyle tanıştınız bilmiyorum! Mühendislikten psikolijiye kadar, pek çok farklı meslek grubundaki arkadaşım, “Nereden buldun bu kitabı?” diye dönüp sormuştur bana. Üstelik, elime alıp taramaya bile fırsatım olmadan, sadece içeriğe internetten ulaşarak almaya karar vermiştim. Tam hikaye ise şöyle:
2019 Mayıs’ında nefes terapisi ile tanışıp bir kampa katıldım. Harika bir deneyimdi! Nefesin insan hayatında bu kadar büyük değişiklikler yaratması, orada kullandıkları dille, “mucize” gibiydi! Bu noktada bir parantez açmak çok önemli diye düşünüyorum. Psikoloji bilgisi olmaksızın yapılan “bilinçaltı çalışmaları” nı aynı şekilde kucaklayamıyorum. Nefes harika bir tecrübe, ama lütfen bilinçaltımızı, onu nasıl okuması gerektiğini bilen uzmanlara bırakalım. Fayda yerine zarar getirebilir. Aslında bu başlı başına derin ve uzun bir mevzu. Maalesef popüler kültür çoktan bilinçaltımıza girdi bile!
Kampın kafasıyla, nefes kafası diye geçer literatürde, “bu meditasyon ne güzel şeymiş, ben bunu bir yapayım” diye, aranmaya başladım. Her şeyi okuyarak öğrenece(ği)z ya; bunun da kitabını aradık, André‘yi bulduk işte!
“Denize bakmanın insanı neden rahatlattığına” ayıldığımız bir tablo var kitapta; Nefes Almak bölümü sayfa 32. Bir kebapçıda okumuştum. Sanırım bir kebapçıda geçirilebilecek en özel dakikalardı! Garsonlar bir tuhaflık olduğunu anlamış olmalı, her neyse. Yahu, insan bir kere sormaz mı; “Bu denizde ne var ki, her bakan mest oluyor, rahatlıyor?” diye! Sormamışız arkadaş, direkt kabul! Halbuki neydi; hayat cevaplarda değil, sorulardaydı! Dolayısıyla, cevabı söylemeyeceğim hocam, merak eden alıp okusun bir zahmet! Sayfa 32 🙂
İtiraf ediyorum, henüz bir hafta oldu! Bir haftada 3 meditasyon çalışması yaptım. Üçünde de sabah kalktığımda mest olmuştum. Neden mi? Hani o arada sırada hatırladığımız rüyalar var ya; ben meditasyon yaptığım geceleri, rüyalarımı renk tonajına kadar hatırlar oldum! İnsan sırf bunun için 15 dakikalık nefes ve farkındalık çalışması yapabilir. Artık zihnimize neler yapıyorsa..!
Bu çalışmalar için birbirimizi motive ettiğimiz bir grubumuz var. Şanlıysanız, hayatınıza dokunan güzel kadınlar oluyor etrafınızda. Üstelik bazılarının içi dışından, dışı içinden güzel oluyor! Onlarla paylaştım, sizden de saklayacak değiliz! Bakınız Twitter CEO’su Jack Dorsey, o 42 yıllık körpecik hayatına neler sığdırmış: Şaşılacak şey değil mi, sevgili ağab(ey)imiz 20 yıldır meditasyon yapıyor!
Beynimize yaptığı güzellikleri öyle atıp tutmaya gerek yok! Tatmin edici, bilimsel araştırmalarla desteklenmiş bir yazı bırakalım şöyle. 2 yıl olmuş bunu Linkedin‘de paylaşalı, bulamayacağım diye çok korktum! Bu harika görsele tıklayarak, siz de zehiri alabilirsiniz. Aramıza hoş geldiniz!
Daha yolun çok başındayız… Yaklaşık 1.5 yıldır, düzenli yapayım şu meredi diye söylendim durdum. Söylenme aşamasını geçtik, çok şükür. Doing Mind, oldu sana Being Mind!
Açılıştaki görsele gelince… Beni biraz tanıdınız; öyle aşağıdaki abla gibi her yerde bulacağınız görsellerle çıkmayı sevmiyorum karşınıza. Yukarıdaki spiral, meditasyonun ruhunu da çok iyi anlatıyor bence: Yol düz değil arkadaş, döne döne yaşıyorsun bu hayatı! Döngüden bir yolculuk seninki! Döngümüz de, yolumuz da bitmedi, iyi mi? (Ayrıca, o renkli vitraylara çocukluğumdan beri hasta oluşum da beni biraz çekmiş olabilir tabii.)
Neden Meditasyon değil de, ucube gibi Med’i’tasyon yazdığıma gelince… Buraya takıldıysan, seni gözlerinden öpüyorum sevgili okur! Çünkü vurgulamak istediğim bir şey vardı ve sen onu yakalamışsın bile! Med, ingilizcedeki medicine‘ın kökü (ilaç). İ hem şeklen bir insan gibi hem de onun baş harfi… Bizi asıl medite edenin, kendi kendimiz olduğunu, içimizde olduğunu vurgulayan bir yazı biçimi oldu bu; ondan o havalı kesme işaretleri!
Bir de bir şey diyec(eği)m; şiir yazan benle, nesir yazan ben hiç birbirine benzemiyor değil mi? Oh be, rahatladım! Ben de öyle düşünmüştüm, bunu duymak iyi geldi!
Hadi bakalım, kaçınızı tavladım? Var mı yamacımıza oturacak deli’kanlı? O kan erkeklere özgü olmamalı, ama onlar da bu hususta mutlaka aramızda olmalı!
Comments are closed.
Vaybe, ben tamamım başlıyorum.
Ne güzel bunu duymak! Harika…?
Bu yazıyı paylaşıldıktan bu kadar uzun süre sonra görmek üzücü ancak kaleminize sağlık Esra hanım.
bir süre önce daha önce farklı farklı şekillerde deneyimlemeye çalışıp her seferinde farklı sebebplerde bırakıp tekrar tekrar geri döndüğüm bir alan bu meditasyon konusu şimdilerde ise bir mobil uygulama yardımıyla 20 gündür kesintisiz gidiyor ve bunu çok uzun süreler devam ettirmek istiyorum. Bende sanırım 19. günde yaşadım en keskin etkiyi ve iliklerime kadar hissettim bedenimi ve sanki vücudumun her zerresini. Çok harika bir duyguydu. Bunun haricinde rüya gördüğümü hatırlama bende de arttı ancak hatırlama kısmı henüz oturmadı. Umarım o da oturur zamanla 🙂
Çok kıymetli bir geri bildirim Çağatay Bey! Kendi adıma da sizin adınıza da çok sevindim ?
Umarım devamlı olur. Benimki de çok sekteye uğruyor. Ama güvenli limanın yerini öğrendik artık. ??