“Gerçek, harika bir flörttür.” Franz Liszt (1811-1886)
Son kelime biraz cüretkar gelmiş olabilir kulağınıza… Ama etraflıca düşünecek olursak, çok zekice! Yazmak sadece edebiyatçıların işi olamayacağı gibi, düşünmek de sadece felsefecilerin işi değil diyorum ben. Macar virtüöz, piyanonun kralı Liszt, düşünürleri gölgede bırakacak kadar şık bir tanım yapmış gerçeğe. Gerçek de tıpkı bir flört gibi, hep bir “acaba?” hali: “Acaba.. yoksa.. sahi mi..?”
Tam “anladım galiba” derken, “yok öyle değilmiş” hissini tek kelimeye hınzırca sığdırmış.
Uzun zamandır, aynı hikayeye farklı açılardan bakmanın (ki bu sadece konum değiştirmiş olmanızdan bile kaynaklanıyor olabilir), algımızda yarattığı sarhoşluk üzerine yazmak istiyordum. Sarhoşluk dediğime bakmayın, bir çeşit ayılma hali de denebilir buna. Öyle değil mi?
Derken “Tarihe Yön Veren 100 Sanatçı”yı karıştırdığım bir akşam bu söze rastladım. Ben bir yıllık bir döngüde yaşadıklarımın, gözümde ne kadar farklı konumlandığını anlatmak için heyecanlanırken, yüzyıllar öncesinden bir el uzanıp ağzıma fermuarı çekti! Ama zekasının ışığından gözlerim parladı, yalan yok. Bükemediğiniz eli öpeceksiniz (bulursanız tabii:) Müsadenizle ben, yine de bir şansımı denemek istiyorum Sayın Liszt. Bir sonraki yazıda..
Modunuz düştüğü zaman, böyle biyografiler okumanın sakinleştirici, “Bir dur bakalım, yalnız değilsin elbet!” dedirten bir yanı var. Tam da öyle bir anda elime almıştım. İyi ki de almışım. Hem sakinleştirdi hem de yeni bir düşünce kapısı araladı. Sizinle paylaşmak için de bahane oldu.
Farklı disiplinlerden 100 sanatçının kısa biyografilerine, harika fotoğraflarının eşlik ettiği bir ansiklopedi bu. Ben salonda, sürekli görünür bir yerde tutmayı seviyorum. Modumun ne zaman düşeceği belli olmuyor! Bizim hırpaladığımız yetmiyormuş gibi, kuşlar da didiklemiş sağ olsun. Sevdiğimizin eseri olunca, bazı kusurlar gözümüze ne hoş geliyor ama, değil mi! : )
Not: Yazıya Liszt bizzat eşlik etsin istedim.
Tabii ki yazının ruhuna uygun bir rapsodi ile!
“Rapsodi ne demek?” diyecek olursanız: “Müzikteki bir rapsodi, epizodik ancak entegre, serbest akışlı, çok kontrastlı bir ruh hali, renk ve tonalite içeren tek hareketli bir çalışmadır. Kendiliğinden ilham veren bir hava ve doğaçlama hissi, onu bir dizi varyasyondan daha serbest hale getirir.” – Wikipedia