“İnsanlık yazının bulunması ile geriledi” diyor antropolog Claude Lévi-Strauss. Çok sansasyonel değil mi? Hukuk ve felsefe eğitimi almış; ikisinden de nefret ederek antropolog olmuş. Derinleşeceğiz bu cümlede.

Bager Akbay, “Yapay zekayı internetle değil, yazının keşfiyle kıyaslamalıyız.” diyor. Bu iki ifade zihnimde birleşti. Ne kadar büyük bir dönemeçte olduğumuzu, ancak bu ikisini birlikte düşünerek kavrayabiliriz.

Yapay Zekayı elbette kullanacağız; ilerleyeceğiz, ilerleyecek! Ancak bu dönemeçte farkındalıklı davranmak esas; zihinsel kapasitemizi köreltebilecek güçte bir kolaylaştırıcı olduğunun bilinciyle.

Bahçeşehir Üniversitesi AI Summit’te Mühendislik Fakültesi dekanı, GTÜ lisansta elektronik derslerini aldığım Arif Ergin şöyle anlattı:

“Öğrencilerin ödevlerini yaparken YZ’den yardım almalarına engel olmuyoruz. Ama sadece bu araçları kullanıp, bizzat kendilerinin hesap yöntemlerini nasıl kullanacağını öğrenemezlerse; bu mühendislik eğitiminden çok, ‘YZ araçlarını kullanmayı öğrenme’ olur. Böyle bir tehlike var önümüzde. Belki de YZ araçları eğitime daha da çok entegre oldukça, öğrencilerin eksik kaldığı mühendislik yöntemleri ile ilgili, lisans sonrası mikro programlar oluşacak zamanla.”

~~~

Şimdi Strauss’un sözlerini açalım. Mit ve Anlam, 1978:

📌 Vurgulamaya çalıştığım, yazısız halkların düşüncesinin zihinsel olduğu veya olabileceğidir. Kendilerini çevreleyen dünyayı, doğayı ve toplumlarını anlamaya yönelik bir arzu ve ihtiyaçla hareket ederler. Bu amaca ulaşmak için de aynı bir filozofun, hatta bir ölçüde bir bilim insanının kullanabildiği ve kullanabileceği entellektüel araçlarla işe koyulurlar.

📌 Bilimsel düşünen bizlerin, zihin gücümüzün çok sınırlı bir miktarını kullandığımızı da unutmayalım. Mesleğimizin, sanatımızın veya o an içinde yer aldığımız belirli bir durumun gerektirdiği miktarını kullanırız. Bugün zihin kapasitemizi geçmişte olduğundan hem daha az hem daha çok kullanıyoruz ve şimdi kullandığımız da geçmiştekiyle aynı türden bir zihin kapasitesi değil. İnsanlığa ait bütün zihin kapasitelerini aynı anda geliştiremezsiniz. Yalnızca küçük bir dilimini kullanabilirsiniz ve bu dilim her kültürde aynı değildir.

İşte bu yüzden yapay zekanın varlığı internet ve sosyal medyadan çok daha büyük bir etki. Yazı kadar devrimsel!

Strauss’un baştaki ifadesini kulak verecek olursak, asıl tehlike yetişecek yeni nesillerin ve bizlerin zihinsel kapasitesinde olabilir. Yapay Zekanın bulunması, zihinsel açıdan bir gerileme tehlikesi yaratabilir.

Sertaç Doğanay, “yapay zeka ile beraber istemediği kadar hızlandığını” ifade eden bir paylaşım yapmıştı geçen hafta. Okurken bir kez daha anladım bu kaygılarda yalnız olmadığımı.

Bir dostum şöyle derdi;
“Hiç bir şey eksilmeden artmaz.”
Çok önemserim bu felsefeyi. Yaşamın her alanında geçerli.
Yapay Zeka hayatlarımıza hız getiriyor, ama bizden ufak ufak bir şeyler çalarak..

Siz ne düşünüyorsunuz?
Neler kaygılandırıyor sizi yapay zeka hakkında? Ne kadar kullanıyorsunuz?