2023 Buzdokuz Güzeli gibi durmuşum, değil mi… 6 Şubat doğum günü ve yayınlanan ilk şiiri Şubat sayısında! E bu şair, azıcık sevinmesin mi?

An itibariyle İstanbul’a kar düştü. Bir kış çocuğu olarak sevincim büyük!

Burası Yayıncılar Kooperatifi Kadıköy Kitabevi. Değerli şair Şükrü Erbaş’ın konuk olduğu gece gitmiştim. Şiirim de henüz yeni yayınlanmıştı, onun anısına çekildim.

Sanatın, edebiyatın, şiirin güzelliğini vurgulamak adına, ben de biraz güzel durmaya çalıştım tabii.

Ama bir sorun, “Neden bu Buzdokuz aşkı Esra, neden?!”

“Random gülme biçimlerini” dosya konusu edinecek kadar teknolojiye, siber dünyaya ve sosyolojiye yakın, bir o kadar da aykırı içeriklere sahip bir dergi oldukları için mesela… 13. sayıda Hayriye Ünal’ı okuduğumda, zekasına ve hicvine hayran kalmıştım: Emojiyle gülme alfabesi.

Tabii meseleyi kavramak için onları kendi dilinden dinlemek esas:

***

 Buzdokuz, mevcut dünyanın sonunu getiren madde...
    Buzdokuz, bir şairler topluluğu…
Genel geçer beğeninin dışında şiire, ileri şiire yer açar Buzdokuz.
Şiir, gerçekten şiirse, bu dünyadan kopar. Gelip geçici de olsa bu kopuşa özgürlük diyoruz. Dünya ise sanki onun sonunu düşleyen maddenin, bir bakıma şiirin içinde saklıdır.

Estetik / politik alandaki çıkara dayalı ittifaklara karşı…
Buzdokuz, ileri şiiri savunan bir kale…

***

Hayatım boyunca mütevaziliğin çok önemli bir değer olduğunu savundum, savunuyorum. Siemens’te Süreç Geliştirme Uzmanı olarak çalıştığım dönmede, “Bu kadar mütevazi olma!” diye fırça yemişliğim vardır. Şimdi aynı samimiyetle paylaşmak istiyorum:

Yayınlanan ilk şiirimin, böyle bir dergide yer almasından ötürü gurur duyuyorum, çok mutlutyum! İyi ki Buzdokuz.

Bu özel derginin varlığında emeği geçen herkese sevgiyle. “Selim Kerim Zalim” isimli şiirimle bu sayıda ben de yer aldım.

Bir WordPress blogunun, kendipeşinde olmanın yolculuğu bu.

Sıra sizde!