14 Nisan Cuma günü “Yapay Zeka: Birlikte Öğrenmek” başlıklı konuşmada Bager Akbay’ın misafiriydim. 🥰
Kedisinin konuşmacı olduğu etkinlikler o kadar hızlı doluyor ki, bu sefer ancak misafir kontenjanından yer bulabildim. Bol bol da soru sordum.
Sosyalog ve Kuratör Doç. Dr. Ebru Yetişkin ile birlikte gerçekleştirdikleri program, her zamanki gibi çok zihin açıcıydı.
Yapay zeka ve sanat dendiğinde en çok kulak kabartmamız gereken isimlerden Bager Akbay. Peki neden?
Akbay, yoğun matematik ve programlama ile geçen lise yılları sonrası kazandığı burs ile bir yıl Tokyo’da okudu. Yurda dönüp, İTÜ’de Matematik Mühendisliği okuduğu yıllarda ise tiyatro ile tanıştı, oyunculuk yapmaya ve kukla oynatmaya başladı. Ardından okulu bırakıp tasarım okumak için, YTÜ’ne geçti. 4 yıllık eğitimcilik deneyiminin ardından, Avusturya’ya dijital sanat okumaya gitti. Fiziksel etkileşim, yapay zeka ve sanat üzerine bir çok çalışma yaptı.
📌 Robot Şair Deniz Yılmaz‘ı ister Google’a ister GPT-4’e sorun! 😎
Tüm bunların yanına olağanüstü mütevazi bir kimlik de eklendiğinde, hayranlık uyandıran ender kişilerden birine dönüşüyor. Sayısal okuduktan sonra sanata geçiş yapması, bence hem çok zengin kompozisyonlar yaratmasına hem de çok şık analizlerde bulunmasına sebep oluyor. Ben sanata ve hayata bakışından çok şey öğrendim. Biraz da sıkça alan değiştiren biri olarak kendi çektiğim çileye yakın buldum sanırım 🙂
İkili, 2017’de de aynı konuyu birlikte değerlendirmişler. O günden bugüne tahmin edemediğiniz neler oldu dediğimde;
📌 Midjourney vb. uygulamaların 2030’lar civarında geleceğini düşündüklerini, tahminlerinden erken gerçekleştiğinin altını çizdiler.
🔗 Konuşma kaydı Piksel O’Art’ın Youtube hesabında yayınlanıyor olacak. Buluşmaya ev sahipliği yapan “TAK: Kadıköy Belediyesi Tasarım Atölyesi”nde gerçekleşen diğer etkinlikleri takip etmek isterseniz -şahsen ben pür dikkat izleyeceğim- hesapları takip etmenizi öneririm.
Aldığım küçük notlardan birkaçını paylaşayım. Instagram hesabıma ilgili videoyu ayrıca yükleyeceğim.
📌 Yapay Zekayı dünya tarihindeki keşiflerle kıyaslayınca yazının keşfine benzetiyor. Asıl etkisini anlamamız, yıllar sürecek diyor.
📌 Önümüzdeki üç beş yıl içinde dünya tarihindeki en büyük teknolojik keşiflerin gerçekleşeceğini öngörüyor.
📌 GPT-4’e sorulduğunda, Yapay Zekanın icadını; “Çark, matbaa, internet ve elektriğe” benzetiyor.
📌 Nörobilim, genetik ve kanser araştırmaları üzerinde çok yapıcı etkileri olduğunu vurguluyor Ebru Yetişkin.
📌 Dünyanın tüm sanatçılarını, GPT-4 ile bir ilkokul öğrencisinin cebine koymuş gibiyiz diyor. Bu dönemi adeta dünyanın ergenliğine benzetiyor. Üretim açısından adet çok nitelik düşük.📌 Dall-E 2, ne diyorsanız onu yapıyor, Midjourney ise “güzel” bir şey yapmaya çalışıyor. Demek ki isteneni vermek her zaman iyi sonuç üretmek anlamına gelmiyor… Her ikisine de “kötü elma resimleri çiz” diyerek verdikleri tepkilere baktık. Midjourney’nin kötüsü bile bir hoş hakikaten 🙂