“Herkes kök istiyor. İktidar daima ağaç kılığındadır.” Deleuze

Gündemimiz deprem. Aylar değil, yıllarca böyle olacak! Peki Deleuze’ün bununla ilgisi ne?

Önce vikipedik bir bilgi: “Güzel sanatlar, edebiyat, matematik ve doğa bilimleri arasında çapraz geçişlerle, bu farklı alanları birbirine indirgemeksizin yeni bir düşünme tarzının önünü açmıştır.” (1925-1995)

Guattari ile birlikte kaleme aldıkları görüşler, bence 20.yy’ın en ilgi çekici felsefi çalışmalarından.

Çok sevdiğim “Düşün Kahvesi” Podcast’indeki şu cümlelerle tanıştım kendisiyle:

Sabit bir düzeni olmayan Kök-Saplar kolayca başka öznelerle bağlantıya geçebilir. Kırıldığı yerden, yeniden sap verir.

Bir bitkinin kökü kırıldığında, o bitkiden yeni köklerin ve sapların çıkması gibi. Yeni gövdelerin ve köklerin çıkması ve bunların yeniden köklenmesi gibi.

Bu bağlantılar sayesinde çoğullaşma ve yaratıcı oluşlar olanaklı olacaktır.

Yani çokluk 1+1+1+1 değil, n-1’dir.

**

Benim hayranlık beslediğim “A ğ a ç” ların, “Ağaç-Oluş”ların tam karşıtı bir görüşü benimsiyordu Deleuze.

Gözlerim parladı!

Ben bunu bir tehdit değil de bir zenginlik olarak aldım ve podcasti dinledikten sonra Deleuze Külliyatının sıkı bir taramasını yaptım. Benden uzun bir süre duyacaksınız bu ismi.

**

Ben ölümle doğmadan tanıştım. Bir yas evine doğdum. Kısa bir süre sonra bir yas daha yaşandı. Ölümün bireyde ve ailede yaratacağı travmalar hakkında hatırı sayılır tecrübem oldu.

Ülkemiz şu an kocaman bir yas evi… Bir yas evinde yaşıyoruz. Toplumun içinde bulunduğu, içinden geçeceği tramvalar çok ağır. n-1’lerle ifade edemeyeceğimiz kadar büyük kayıplarımız. Rasyonel sayıların kabul etmediği, akıl almayan bir yıkım yaşıyoruz.

Birbirimizi iyileştirmeden iyileşemeyeceğiz.. Çocuk değil, yetişkin bir toplum olmayı öğrenmek, birbirimize koşulsuz şartsız sarılmak için sanırım son şanımız.

**

Depremden zarar gören gruplara yönelik anlamlı çalışmalar yürüten sevgili Emine Yesilcimen ile konuştuk geçenlerde. “Esra bireysel değil, daha büyük katkılar sağlamalıyız.. Ne yapmalı sence?” diye sormuştu bana. “Bir STK’ya gönüllü olmakla başlayalım Emine” demiştim. Ve az önce Dr. Sertaç Doğanay‘ın çağırısını fark ettim:

❤️ “Hepimiz gönüllüsü olduğumuz sivil toplum kuruluşunu profilimize ekleyelim” diyor.

Her zamanki gibi çok anlamlı ve duyarlı bir çağrı. Ben de profilimi güncelleyip, bayrağı size devrediyorum!

**

Ve bugün sizleri benim için çok önemli biriyle daha tanıştırmak istiyorum:

Çiçek Cengiz depremi Hatay’da yaşayan WP Okulu üyelerimizden. Şu an en büyük arzusu, yeniden işleriyle meşgul olup hayatına kaldığı yerden devam edebilmek. Fikret Tozak‘ın altını çizdiği üzere, özellikle SEO konusunda tecrübeli. İş arayışında onu severek destekleyeceğimizi düşünüyorum. Güzel haberlerini heyecanla bekliyoruz Çiçek.