Bir devam yazısı olduğu için, öncelikle ilk yazıyı eklemek istedim. Buyurunuz efendim: Ben Projesinin İflası #1

  • Bir ben iflas ederken, diğer benlere ilham olması, “vatandaşlık” görevidir.
  • Bir ben hata yapınca, diğer benlere, “Ben yaptım, olmadı!” demesi samimiyettir.
  • Bir ben yapınca, diğer benlere “Ben yaptım, oldu.” demesi böbürlenmedir… Şaka şaka! Tonuna, tınısına göre değişir!
  • Bir ben… Bir sen… Sil baştan değil ama, “yeniden” yazabilirsin bu hikayeyi istersen!

İnanç Ayar ‘ın BYFOG – Bir Yaşam Felsefesi Olarak Girşimcilik podcatsi #63 öyle dolu dolu ki, bu kez araya kendi hikayemi sıkıştırmaya kıyamadım! Ancak BPİ #3 ve #4 yazılırsa olur o iş. “İtalik yazmadığım” tüm satırlar podcaste, yani İnanç Ayar’a aittir! O kısım daha uzun olacağından, gözleriniz şaşmasın diye böyle tercih ettim. Kendi hikayem sonraki yazılara kaldı artık. Podcastin ilgili bölümü bu yazının altında da mevcut diyor ve sahneyi üstadlara bırakıyorum. Arada yine kendimi tutamayıp, italik yorumlar ekliyorum!

Seth Godin

Bir meseleyi ele alırken, düşünürlerin en önem verdiği şey, o şeyin “öğrenilebilir” olup olmadığı! Örneğin Peter Drucker, “İnovasyon öğrenilebilir mi?” diye soruyor. Evet, bildiniz; öğrenilebilir!

Seth Godin, “Satışçı doğulur mu?” deyip, bizzat kendi; “Hayır, öğrenilebilir!” diyor. Antik felsefeye baktığınızda da, erdemlerin öğrenilebilir olup olmadığı sorgulanıyor. Yani kendi becerilerimizi, öğrenerek geliştirebiliyoruz.

Bir takım becerilerin, doğuştan geldiğini iddia edenler; öğrenmeye kapalı, kendi çabasızlıklarını haklı çıkarmaya çalışan kişilerdir! Çünkü öğrenmek zor, maliyetli ve zihinsel enerji gerektiren bir iş. Liderlik, pazarlama, satış, vb. her şey öğrenilebilir! Neyi öğrenemezsiniz? 2 metre olmayı olmayı öğrenemezsiniz mesela! Ya da 1.60 olmayı…

Patrick Collison

Patrick Collison, Stripe‘ın kurucularından, 32 yaşında gencecik bir girişimci. Stripe’ı kardeşiyle kuruduğunda yaşı 21. Elon Musk’un yatırımcısı olduğu, online ödeme sistemleri üzerine dünyanın en gözde girişiminden bahsediyoruz! PayPal’ın en büyük rakiplerinden. Hem Elon’dan hem İnanç’tan hem benden genç! Kulak verelim bakalım bu gence, bize tavsiyeleri ne..? Tersine mentorluk da çok kıymetli bence. Hoş burada her şey tersine!

Kendisine “Dünyayı nasıl değiştiririm?” diye çok sayıda mail geldiğini ve bunun üzerine bir yazı kaleme aldığını anlatıyor.

Doğrusu bir kısmı zaten hali hazırda yaptığım şeyler(miş). Ama bir kısmını duymak da çok iyi geldi! Bazıları tanıdık gelebilir; ama dikkat edin: Kurduğu nedensellik farklı. Nerede eksik kaldığımı, nerede özgür düşünemediğimi, farklı bir perspektiften görmüş oldum. Siz de kendinizi tartabilirsiniz diye düşündüm. İnanç Ayar’ın yorumlarını da ayırarak belirtmeye çalıştım. Hadi buyurun listeye!

Collison, geçmişteki halime vereceğim öğütler şunlar olurdu diyor:

10-20 yaş arası gençlere öğütler

Sadece 10-20 yaş mı? Tabii ki değil! Önceki yazıda söyledim, “azmi genç” olan hepimize bu öğütler. Hele ki 20’lerindekiler için, bir servete bedel!

  • Bazı şeyleri derinlemesine öğren ve bazı alanlarda uzman ol.
  • Özellikle birkaç alanda uzman olmaya ve derinleşmeye dikkat et! Collison’un tercih ettiği alanlar: Dil, programlama, metin yazma, fizik ve matematik. (İnanç Ayar bu noktada felsefe’nin olmayışını eleştirir… Sonuna kadar katılıyorum! Nasıl düşüneceğimizi öğrenmeden düşünüp karar veriyor olmak; bence eğitim sistemlerinin en büyük zafiyetlerinden! Başlı başına bir yazı konusu!) 20 yaşına kadar, hangi tür şeyleri yapmaktan keyif aldığınızı keşfedin! Bu, muhtemelen hayatınız boyunca değişmeyecektir.
    • İnanç Ayar: Zengin deneyim biriktirin! Bu yaşlarda sosyal durumları, insanlarla iş yapmayı, yalnız kalmayı, insanlarla birlikte yaşamayı, uzun tatile çıkmayı, kısa tatile çıkmayı, sporun, sanatın farklı türlerini, STK’larda, üniversite klüplerinde çalışmayı, vb. tonla şeyi yapmak lazım… O şeyi yaparken gözleriniz parlayacak, o şeyi yapacağınızın gecesi sabırsızlıkla uyuyacaksınız ve bir an önce kalkıp onu yapmak isteyeceksiniz! İlerde “o şeyin” ne olduğunu keşfetmek, sizin için daha kolay olacak. “Ben şu tür şeyleri yaparken akışa giriyorum.” diyebileceksiniz. Daha önce psikolog Mihaly Csikszentmihalyi‘nin Akış Teorisi‘nden bahsetmiştik: Her şeyi unutup, o şeyi odaklanmış bir şekilde yapma hali; akış hali! O akış halinin ne olduğunu keşfedip, onu ekonomiye dönüştürdüğünüzde, birilerinin derdini, o akışta olduğunuz şeyi yaparken çözdüğünüzde, hayatını görece mutlu yaşayan biri haline gelmiş oluyorsunuz! Denemezseniz bilemezsiniz. Üniversiteyi bitirip 25 yaşına gelmiş, sanatın hiçbir dalı ile uğraşmamış, çeşitli iş yapma biçimlerini denememiş, insanlarla birlikte çalışmamış birisi, bu açılardan sıkıntılar yaşayacaktır. Çünkü muhtemelen o yaşına kadar “kendisine söylenen şeyleri” başarılı bir şekilde yapmıştır! Önüne çıkan yemeği yemiştir! Denememiştir! Oysa ki denemek lazım… Farklı türde, faaliyetler denemek lazım. Mümkün olduğunca farklı insan, durum ve eylem kombinasyonları denemek lazım! Çorba gibi: Yap, et; dene!)
  • Derinleştiğin şeylerin ne kadar değerli olduğu ile ilgili kendini fazla meşgul etme! (Bu madde BPİ #3’ün ana konusu olacak!İşe yarar bir şeyyapıp yapmadığımızla olan meşguliyetimiz ve aldığımız öğütler, kaç hayatı baltaladı dersiniz? Sayamayacağımız kadar çok derim!) Daha çok derinleşmek, odaklanmak ve keyif almak kısmı ile ilgilen! Yani “ileride bu ne işe yarayacak” diyerek o şeyle uğraşmaya gerek yok; matematikten/resimden zevk alıyorsan, onun kendisi zaten kıymetli, zevkli bir şey; onla uğraşmaya devam et! İleride ondan aldığın haz, estetik bakış; başka bir şeye evrilecektir.
  • Çok yoğun çalışabileceğin bir şeyler bul; odaklanıp sıkı çalışacağın şeyler bul.
    • İnanç Ayar: Kendi oyunculuk ve çeviri yaptığı dönemlerden bahsediyor. Bu sıkı çalışmanın çok dönüşünü gördüm daha sonra! Bana en çok katkı sağlayan şeyler, ileride bana ne sağlayacağını bilmeden yapıp, derinleştiğim şeyler oldu. Sonra bütün o becerileri pek çok yerde, iyi şekilde kullandım. Bu kadar odaklanmış bir şekilde çalıştığınızda, kendinizi de dönüştürmüş oluyorsunuz! Enteresan bir gücü var bu durumun.
  • Internet üzerinden insanlarla tanışın ve arkadaş olun. Özellikle ilgilendiğiniz, hobiniz olan şeylerde başarılı olan insanlar bulun. Diğer nesillere göre en büyük avantajınız internettir, bunu kullanın! Alanında uzman kişilere bir e-posta uzaklığındasınız. Şansınızı deneyin! İnsanlar kendilerine gelen samimi sorulara cevap verebiliyorlar. (Hepsi değil tabii, ama denemeye değdiğini iyi biliyorum; kendi hikayemde paylaşacağım.)
  • Çok okumaya çalışın.
  • Bir şeyin önemli olduğunu düşünüyorsanız ve sizden yaşlı olanlar aksini söylüyorsa, yüksek ihtimalle siz haklısınızdır! Nesiller arasındaki farklar öyle çok arttık ki; kendi alışkanlıklarını size dayatabiliyorlar.
  • Kendi akran grubunuza bakarak başarınızı ona göre yargılamayın! O grubun içinde en başarılı ya da en başarısız olman bir şey ifade etmiyor. Kendi sınırların içinde kendini geliştiriyor olman önemli!
  • İyi sosyal becerilere sahip olmak, uzun dönemde iyi bir yaşam becerisidir. Bunu ihmal etme; eğlenceli olmanın, iyi bir ilk izlenim verebilmenin bir yolunu bul! Topluluk önünde konuşmak konusunda kendini geliştirmeye çalış.
    • İnanç Ayar: Çocuklarınız varsa ve tiyatro/drama yapmaya çalışıyorlarsa aman engel olmayın! Hayatlarının her alanına yayılacak bir beceriyi elde ediyorlar. Orada kaybettikleri vakti başka şekilde kazanırlar, destek olun!
  • Bir şeyler yap! Bir şeyleri hayata geçir, bir şeyleri gerçekleştir!
  • Hiç kimse nasıl düşüneceğini sana öğretmeyecektir! Etrafındaki bir sürü insan, inandığın pek çok kimse hatalı olacaktır! Bunu içselleştir ve kendi hayat görüşünü oluşturma sorumluluğunu kendin sahiplen!
    • İnanç Ayar: Başkalarının senin yerine düşünmesi sana kolay gelebilir, ama bu kolaycılığa kaçma! Başkalarının dünya görüşlerini hap gibi alma, kendi görüşünü oluşturma konusunda çaba göster!
  • İlgilendiğin alanlarda başarılı örnekleri bul! Örneğin iyi bir bilim insanı olmak istiyorsan onunla temasa geç: Röportajlarını izle, youtube videolarını izle, twitter’dan takip et! İlgilendiğin alanda başarının ne olduğunu gözle görülür hale getir! Sana uygun bir dünya mı, değil mi, bak!
    • İnanç Ayar: Özellikle üniversite döneminde tercih yapan gençler o alanda çalışanların ne yaptığını, ne şartlarda çalıştığını bilmiyorlar! O alandan mezun biriyle konuşmanız bile fikir edinmenizi sağlayacaktır.

Gördüğünüz gibi, dünyayı değiştirmekle ilgili söylediği tek bir cümle bile yok! Yani kendinle uğraş diyor! Bunları okuyan 10-20 yaş arası değil de, 60-65 ise ne yapsın? Yine bunların aynını yapsın! Hayat o kadar keskin çizgilerle ayrılmıyor. Hayatı kompartmanlara, yıllara bölmek; birilerinin bize satmaya çalıştığı bir şey sadece. Üniversite okumak istiyorsanız, 60 yaşında da okursunuz..!

Yeter ki istek olsun... Bu kompartman benzetmesi de, bence yazıyı bitirirken hepimize kapak olsun!

Ben Projesinin İflası #3‘te görüşmek üzere!